Temmuz 17, 2023 In Aile

Tekirdağ Nafaka Avukatı

Tekirdağ Nafaka Avukatı

Geçinmek anlamına gelen nafaka kelimesi, Türk Medeni Kanununda önemli bir yere sahiptir. Boşanma davalarının en sorunlu konularından birisidir. Tekirdağ nafaka avukatı, Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu ve ilgili kanunlara dayanarak, müvekkillinin haklarını korumaya çalışır. 

Nafaka Avukatı Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Tekirdağ en iyi nafaka avukatı, Türk Medeni kanunu ve ilgili diğer kanunlar konusunda uzman, nafaka davaları konusunda deneyimli olan hukuk fakültesi mezunudur. 

Tekirdağ nafaka avukatı mesleği ve uzmanlığı gereği aşağıdaki davalarla ilgilenir. 

Tedbir Nafakası

Türk Medeni Kanunu 169 ve 197’de tedbir nafakası düzenlenmiş ve detaylandırılmıştır.

Türk Medeni Kanunu 169’da: 

“Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

Denilerek, tedbir nafakasının dava açıldıktan hemen sonra verilebileceği vurgulanmıştır. 

Türk Medeni Kanunu 197’de: 

“Madde 197 – Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.

Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.”

Denilerek, ekonomik olarak güçsüz durumda olan kişi yasalar tarafından korunmaktadır. 

Medeni kanuna göre tedbir nafakası iki şekilde talep edilebilir. 

Boşanma Davası Açılmadan Önce

Dava açılmadan da eşler ayrı yaşamaya karar verebilirler. Ayrı yaşama talebi ilgili mahkemeye başvuru yapılarak alınabilir. Türk Medeni Kanunu madde 197’de eşlerin haklı nedenlere dayanarak ayrı yaşama hakları olduğundan bahseder. 

Aldatma, eşlerin şiddet uygulaması, aile konutunun terk edilmesi, eşin uyuşturucu bağımlısı olması, evin bir bölümünün eşten habersiz kiraya verilmesi nedenlerinden dolayı eşlerden birisi ayrı yaşama kararı alabilir. 

Ayrılma kararının onanmasından sonra, ekonomik olarak güçsüz olan tarafa nafaka bağlanabilir. Eğer ayrı yaşayan ve ekonomik olarak güçsüz olan tarafın yanında çocuklar da kalıyorsa, çocuklar için de nafaka talebinde bulunulabilir. 

TMK madde 200’de: 

“Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.”

Şeklinde hüküm yer alır. Yani ayrı yaşamayı oluşturan koşullar ortadan kalktığında, tedbir nafakası da son bulmuş olacaktır.

Boşanma Davasından Sonra

TMK madde 169’a göre eşler boşanmaya karar vermişlerse, eşlerden ekonomik olarak zor durumda olana tedbir nafakası bağlanır. Mahkeme bitene kadar tedbir nafakasının verilmesine devam edilir. 

İlgili kanun maddesinde boşandıktan sonra ekonomik olarak zor duruma düşecek olan tarafın korunması amaçlanmıştır. 

Tedbir nafakası mahkeme süresince ekonomik olarak güçsüz olan tarafa bağlanır. Mahkeme tamamlandıktan sonra şekil değiştirir ve ödenmeye devam edilir. 

Dava boyunca şartların değişmesi durumunda nafaka miktarı artırılabilir. 

Tedbir nafakası herhangi bir harca tabi değildir. Boşanma davası kesinleşinceye kadar devam eder. Boşanma davası bittiğinde ya tamamen kaldırılır, ya da bağlanmaya devam eder. 

Tedbir Nafakası Ne Kadar Süreyle Bağlanır?

Boşanma davası sonuçlanıncaya kadar tedbir nafakası bağlanır. Boşanma davası sonunda iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası olarak devam eder. TMK madde 200’e göre tedbir nafakasının verilmesine neden olan şartlar ortadan kalkmışsa nafaka kesilir. 

Mesela eşin ekonomik durumunun düzelmesi, yeniden evlenmesi, çocuğun mahkeme sonunda ergen yaşa gelmesi ve eğitimine devam etmemesi gibi durumlar, nafaka kesilmesinin nedenidir. 

Uygulamada ise bu tür durumların tespit edilmesi uzun zaman alabilmektedir. Bu durum ise ekonomik olarak zor durumda olan kişinin mağdur olmasına neden olur. 

Tedbir Nafakası Nasıl Hesaplanır?

Hakim tarafından karar verilmesine karşın tedbir nafakasının hesaplanmasında bilirkişi raporlarından yararlanılır. Tedbir nafakası hesaplanırken aşağıdaki hususlar göz önüne alınır: 

  • Taraflarınİş hayatı
  • Aldıkları ücret
  • Sahip oldukları mal varlıkları
  • Çocukların yaşı
  • Eğitim durumları
  • Ortak konutun kira olup olmaması
  • Ortak konutu boşanma davası boyunca kimin kullanacağı
  • Yeme, içme, barınma, sağlık ve ulaşım

Tedbir Nafakası Ödenmezse Ne Olur?

İcra ve İflas Kanunu madde 344’te: 

“Nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası

Madde 344 – (Değişik: 31/5/2005-5358/15 md.)

Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.

Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.”

Denilerek tedbir nafakasının ödenmemesi durumunda neler yapılacağı anlatılmıştır. 

Bazı kanunlarda yapılan son değişiklikte tazyik hapsi yerine icra ve haciz işlemlerinin yapılması öngörülmüştür.

İştirak Nafakası

Çocuğun velayetini alan kişinin durumu, diğer eşten daha aşağıda olabilir. Bu durumda hakim, boşanma davası sonrasında iştirak nafakasını ekonomik olarak güçlü durumda olan tarafa yükleyebilir. 

İştirak nafakası çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması için bağlanan nafaka türüdür. 

TMK madde 182/2’de iştirak nafakası: 

“Madde 182 – Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

(Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.

Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Olarak tanımlanmıştır.

Tedbir nafakası boşanma davası sonunda iştirak nafakasına dönüştürülebilir. 

TMK madde 329’a göre iştirak nafakası kayyım ya da vasi tarafından talep edilebilir. 

“III. Dava hakkı

Madde 329- Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.

Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir.

Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.

IV. Nafaka miktarının takdiri

Madde 330- Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Nafaka her ay peşin olarak ödenir.

Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda

tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

V. Durumun değişmesi

Madde 331- Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”

TMK madde 12’ye göre çocuğun eğitimini tamamlaması veya evlenmesi durumunda iştirak nafakası son bulur. 

TMK madde 328/1’de ise çocuğun reşit yaşa gelmiş olması ancak eğitimine devam ediyor olması durumunda iştirak nafakasının devam edeceği öngörülür.

İştirak Nafakası Nasıl Hesaplanır?

TMK madde 330’da: 

Madde 330- Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Nafaka her ay peşin olarak ödenir.

Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Hükümleri yer alır. Yani nafaka miktarının nasıl hesaplanması ile ilgili gereken bilgiler bu kanun maddesinde yer alır. Hesaplama yapılırken çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Nafaka hesabını bilirkişiler yapar. 

İştirak nafakasının hesaplanmasındaki amaç, çocuğun her yaşta ihtiyaçlarının farklı olması ve bu ihtiyaçların masraflarının sürekli artmasıdır. Mesela ilkokula giden çocuğun nafaka miktarı ile üniversiteye giden kişinin nafaka miktarı aynı olmayacaktır. Ayrıca çocuğun yanında kaldığı anne ya da babanın ekonomik durumu iyi değilse nafaka miktarı artırılabilir. 

TMK madde 182/3 maddesinde bu durum açık bir şekilde dile getirilmiştir. İştirak nafakasının hesaplanmasında TEFE ve TÜFE oranları dikkate alınır. Ayrıca enflasyon oranlarına göre de hesap yapılır. 

Eğer hakim nafaka miktarındaki artış oranını boşanma davasında belirtmemişse, daha sonradan nafaka artırım davası açılabilir. 

İştirak Nafakası Ödenmezse Ne Olur?

Kanun koruyu tarafından iştirak nafakasının ödenmemesi durumunda bazı tedbirler öngörülmüştür. Bu tedbirler aşağıda sıralanmıştır: 

  • İcra ve İflas Kanununda nafaka borcu ilk sırada yer alır. Eğer borçlu olan tarafın taşınır ya da taşınmaz malları varsa, nafaka borcunun ödenmesi adına bu varlıklara haciz işlemi uygulanır ve nafaka borcu tahsil edilir. 
  • İştirak nafakasının tahsili için borçlu olan kişinin maaşına haciz konulabilir. Yapılacak olan kesinti miktarı nafaka miktarının tamamıdır. Normal şartlarda emekli maaşlarına haciz konulamaz. Emekli maaşlarına haciz konulacak tek durum, nafaka borcunun ödenmesi durumudur. 

Yoksulluk Nafakası

TMK madde 175/1 yoksulluk nafakası ile ilgili: 

“Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”

Diyerek, boşanma davası sonrasında yoksulluk tehlikesine düşecek taraf için yoksulluk nafakası verilmesinin gerek olduğunu belirtmiştir. İlgili kanun maddesinde, yoksulluk nafakası alan kişinin kusur oranına bakılmaması gerektiği de belirtilmiştir. 

Yargıtay içtihatlarına göre yoksulluk kavramı; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ve eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu olan harcamaları karşılayacak düzeyde gelirin olması olarak açıklanmıştır.

Yargıtay kurumu ayrıca yoksulluk nafakası alacak olan kişinin; asgari ücretle çalışması, dul ve yetim aylığı alması, yaşlılık maaşı alaması gibi durumların yoksulluk nafakası almaya engel durumlar olarak görmemektedir. 

TMK madde 176/2’ye göre taraflardan birisinin ölmesi halinde, nafaka bağlanan kişinin evlenmesi ya da fiilen evliymiş gibi birisiyle birlikte yaşaması durumunda yoksulluk nafakası ortadan kalkar. Ancak nafaka alan kişinin fiilen evliymiş gibi başka birisiyle yaşadığının ispat edilmesi gerekir.

Yoksulluk nafakası hakim tarafından boşanma davasında bağlanabilir. Ya da boşanmadan sonra ayrıca nafaka davası açılarak nafaka bağlanması sağlanabilir. 

TMK madde 176/3’e göre yoksulluk nafakası miktarı; TEFE, TÜFE, döviz, altın fiyatları endeksine göre her yıl güncellenir. 

Yardım Nafakası

TMK madde 364’e göre yardım nafakası; yoksulluğa düşme tehlikesi olan alt soy, üst soy ve kardeşlere talep halinde yapılan yardımdır. 

TMK madde 365/5’te:  

“Madde 365- Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır.

Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.

Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.

Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.”

Denilerek nafaka miktarının her yıl artırılabileceği belirtilmiştir.

Nafaka Alacaklarında Zamanaşımı

Normal şartlarda Mahkeme ilamından 10 yıl sonrasına kadar zamanaşımı mevcuttur. İİK madde 39/1 ve BK madde 146’da zamanaşımı durumu detaylı bir şekilde anlatılmıştır. 

Ancak nafakada durum farklıdır. Mahkeme kararından sonra 10 yıl geçmiş olsa dahi mahkeme kararı geçerlidir. Mahkeme kararı geçerli olsa bile o tarihe kadar ödenmemiş ve biriken nafaka miktarı silinir. 

Nafaka Davaları ile İlgili Örnek Yargıtay Kararları

İştirak nafakası ile ilgili aşağıda örnek Yargıtay kararı bulunmaktadır: 

KARAR: Davacılar, davalı babaları ile dava dışı annelerinin Aile Mahkemesi’nin 2006/49 E.-2006/543 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını ve bu karar gereğince davalı babanın 100’er TL iştirak nafakası ödemekte olduğunu, ancak kendilerinin 18 yaşının doldurmuş ve halen eğitimlerine devam ediyor olmaları sebebi ile bu nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, 100’er TL iştirak nafakanın aylık 500’er TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “dava tarihinden itibaren davacıların her birine 300,00 er TL nafaka bağlanmasına”, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/2) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder.

Somut olayda da; davacılar, dava tarihi itibariyle ergin olup, eğitimlerinin devam ettiğini ileri sürerek 100’er TL nafakanın 500’er TL’ye çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası talebine dair olduğu açıktır.

Buna göre mahkemece, davaya konu talebin niteliğinin yardım nafakası olarak değerlendirilmesi ve işin esasının buna göre çözümlenmesi yerinde ise de, hüküm kısmında takdir edilen nafakanın yardım nafakası olduğunun belirtilmemiş olması doğru değildir.

SONUÇ: Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükümde yer alan “300’er TL” ifadesinden sonra gelmek üzere “yardım nafakası” ifadesinin yazılmasına; bu suretle, hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/III maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

Bir başka Yargıtay Kararında ağır kusurlu olan eşe yoksulluk nafakası verilemeyeceği karara bağlanmıştır.

“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından, kusur belirlemesi, kendisinin reddedilen tazminat talepleri, davalı-karşı davacı (koca) yararına verilen manevi tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden; davalı-karşı davacı (koca) tarafından ise manevi tazminat miktarı, nafakalar, ziynet eşyası alacağı, eşya alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı (kadın)’ın önceki boşanma davasının feragat sebebiyle reddine karar verilmesinden sonra, davalı-karşı davacı (koca)’nın eşinin hamileliği ve doğumu ile ilgilenmemesi sebebiyle boşanmaya neden olan olaylarda az da olsa kusurlu bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı (kadın)’ın tüm, davalı-karşı davacı (koca)’nın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı dayalı (kadın)’ın ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemez (TMK md. 175). Bu yön nazara alınmadan davacı-karşı davalı (kadın) yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

3-Davacı-karşı davalı (kadın), 25.02.2014 tarihli oturumda; mobilya bedellerinin yarısının kendisine verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde davacı-karşı davalı (kadın)’ın buna ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde mobilya bedellerinin yarısının davacı-karşı davalı (kadın)’a verilmesine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

4-Asıl ve karşı davada kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı (koca) yararına, kendisinin kabul edilen boşanma davası ve davacı-karşı davalı (kadın)’ın reddedilen boşanma davası için ayrı ayrı maktu vekalet ücretine ve kadının boşanmanın eki niteliğinde bulunmayan alacak taleplerinin reddedilen bölümleri için nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Gülseren’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Hakan’a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.12.2014 (Çrş.)”

Tekirdağ Nafaka Avukatı Tavsiye

Daha önce birçok nafaka davası kazanmış olan avukattan yardım alınması yararlı olacaktır. Hak kaybına uğramamak adına nafaka avukatı seçiminde internetten araştırma yaparak yardım alabilirsiniz. 

Tekirdağ En İyi Nafaka Avukatı

Nafaka davalarında deneyimli, ilgili kanunlar konusunda uzman olan avukat ekibimizle sizlere yardımcı olmaya devam ediyoruz. Bizleri hemen arayarak yardım talep edebilirsiniz. 

Tekirdağ Nafaka Avukatı Ücreti

Nafaka davalarındaki vekalet ücretleri, boşanma davaları ile aynıdır. Taban ücret 2023 yılı için 9.500 TL civarındadır. Bu rakamın üstünü artırmaya avukatlar yetkilidir. Avukatlar genellikle tecrübelerine ve iş yüklerine bağlı olarak vekalet ücretlerini belirlerler. 

Tekirdağ Nafaka Davaları Masrafları

Nafaka davalarında giderler aşağıda sıralanmıştır: 

  • Başvuru harçları 59,3 TL
  • Dosya giderleri (davanın durumuna göre değişebilir)
  • Peşin harçlar 1229,580 TL
  • Tebligat giderleri 70 TL
  • Tanık giderleri 68 TL
  • Diğer giderler 100 TL 

Yukarıda sıraladığımız rakamlarda davanın seyrine göre farklılıklar olabilir.

Nafaka Avukatının Nafaka Davalarına Etkileri

Deneyimsiz bir avukat nafaka davalarında hak kaybı yaşanmasına neden olabilir. Hak kaybına uğramamak adına deneyimli ve alanında uzman bir avukattan yardım alınması yararlı olacaktır. 

Nafaka Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?

Davanın açıldığı yer mahkemeleri, aile mahkemeleri ve yargıtay kurumları nafaka davalarında görevli ve yetkilidirler.

Tekirdağ’da Nafaka Avukatı Hizmetini Kumsal Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Tekirdağ hukuk bürosu olarak müvekkillerimiz adına boşanma davalarına nafaka talebinde bulunuyoruz. Bilirkişi raporlarını inceleyerek eksik ya da hatalı noktalar varsa itirazlarımızı dile getiriyoruz. 

Tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluknafakası kararlarının icra edilmesini sağlıyoruz. 

Nafaka ödemesini gerçekleştirmeyenler hakkında icra ve haciz kararı çıkarttırıyoruz. 

Arabuluculuk hizmeti sağlayarak tarafların anlaşmasını sağlıyoruz. 

Nafaka Avukatı ile Nafaka Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davalarında karar açıklandıktan sonra, nafaka miktarının ilgilisine ödenmesi gerekir. Eğer borçlu olan taraf, nafaka miktarını zamanında yatırmamışsa, nafaka almaya hak kazanan taraf dilekçe ile yaşadığı yerin aile mahkemesine başvuruda bulunarak dava açabilir. Nafaka davaları ortalama olarak 6-12 ay arasında sürmektedir. 

Hak kaybına uğramamak adına dava açma işlemlerinin uzman ve deneyimli Tekirdağ avukat yardımıyla yapılması yararlı olacaktır.

Nafaka davası açarken, boşanma davasının dosya numarası ve tarihi de verilir. 

Nafaka Davaları Ne Kadar Sürer?

Ortalama olarak bir nafaka davası 6 ay ile 12 ay arası sürmektedir. Ancak mahkeme yükünün fazla olması ve diğer etkenlerden dolayı, dava uzayabilir. 

Tekirdağ Nafaka Avukatı Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Tekirdağ adliyesi başta olmak üzere tüm adliyelerde müvekkillerimizin davasını takip ediyoruz. 

Müvekkillerimizin nafaka alacaklarının takibini gerçekleştiriyoruz. Nafaka yükümlüsü nafaka borcunu ödememişse icra ve haciz işlemlerini başlatıyoruz. Nafaka yükümlüsüne gerekli olan tebligatları gönderiyoruz. 

Nafaka davalarının dayanaklarından olan Borçlar Kanunu Mevzuatı hakkında detaylı bilgileri, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6098.pdf bağlantısından inceleyebilirsiniz.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Nafaka avukatı ücretleri ne kadar?

Nafakayla ilgilenen avukatların vekalet ücretleri hakkında detaylı bilgileri bizleri arayarak öğrenebilirsiniz.

Tekirdağ’da en iyi nafaka avukatını nasıl bulabilirim?

Tekirdağ ilinin en iyi nafaka avukatları ile çalışıyoruz. Detaylı bilgi için bizleri hemen arayın.

Nafaka avukatı ne yapar?

Müvekkilinin haklarını korumak adına mahkeme kararı ile müvekkiline bağlanan nafaka miktarını tahsil eder. İcra ve haciz işlemlerini başlatır.

Nafaka davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Boşanma ve nafakayla ilgili konularda yetkili ve görevli mahkeme, kişilerin yaşadığı yerdeki aile mahkemeleridir.

Leave a Reply