Temmuz 3, 2023 In Aile

Tekirdağ Boşanma Avukatı

Tekirdağ Boşanma Avukatı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, boşanma hukukunun ve davalarının temel dayanağıdır. Boşanma avukatı Tekirdağ, Türk Medeni Kanunu, borçlar kanunu ve tazminat kanunları kapsamında müvekkillerinin davaları ile ilgilenir. 

Boşanma Avukatı Kimdir?

Tekirdağ boşanma avukatı, Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer kanunlar konusunda uzman ve boşanma davalarında deneyimli olan hukuk fakültesi mezunudur.

Uzmanlığı, deneyimi ve mesleği gereği boşanma avukatları, aşağıda açıklanan boşanma davaları ve konularıyla ilgilenirler. 

Boşanma Avukatı Hangi Davalara Bakar?

En iyi boşanma avukatı, aşağıda detaylandırdığımız davalara ve boşanma konularına bakar.

Türk Medeni Kanunu 161-166. Maddelerinde boşanma nedenleri: 

“I. Zina

Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış

Madde 162- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

 III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme

Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

IV. Terk[12]

Madde 164- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.

V. Akıl hastalığı

Madde 165- Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.

VI. Evlilik birliğinin sarsılması

Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

Zina Nedeniyle Boşanma

Türk Ceza Kanununun eski 441 ve 442. Maddelerinde erkeğin zina suçunu işlemesi için başka bir kadınla da evlenmesi şartı aranıyordu. Anayasa mahkemesi tarafından bu karar iptal edildi. Değiştirilen yasalarda zina suçunun işlenmesi için bir kez başka bir kadınla cinsel ilişkiye girme yeterli sayıldı. 

Zina suçundaki en önemli sorun ispat yüküdür. Medeni kanuna göre zina suçu ispat edilebilirse boşanma davası açılabilir. Mağdur olan taraf kolaylıkla her türlü hakkını abilir. Yargıtay kurumu bu konuda pozitif ayrımcılık yaparak, zina suçunun ispat edilmesi şartını aramadı. Onun yerine kuvvetli ipuçları, şüphe, tavır ve davranışların eylemi gerçekleştirmek için yeterli olduğuna karar verdi.

Kötü Muamele ve Cana Kast

Türk Medeni kanunu madde 162’de eşlerden birisinin diğerinin canına kast etmesi halini boşanma nedeni saymıştır. Ayrıca bu suç, ceza kanunu tarfından da ayrıca cezalandırılmıştır. Eşlerden birisinin diğerinin canına kast etmesi durumu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak değerlendirilmiştir.  Aynı kanun maddesinde, canına kast edilen eş, cana kast eden eşi affederse dava hakkı olmayacağını da belirtir.

Hayatına kast edilen eşin maddi ve manevi tazminat hakkı da doğmuş olur. Tazminat talebi, dava sırasında dile getirileceği gibi boşanma davası sonrasında ayrıca dava açılarak da talep edilebilir. 

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

Türk Medeni Kanunu madde 163’te eşlerden birisinin aile huzurunu ve birliğini bozacak suçlar işlemesini haysiyetsiz yaşam sürme kapsamında da değerlendirmiştir. Böylece mağdur olan tarafın boşanma davası açma hakkı bulunur. Ancak mağdur olan eşin boşanma davasında, eşinin haysiyetsiz yaşam sürdüğünü ispat etmesi gerekir.

Eşlerden Birisinin Evi Terk Etmesi

Türk Medeni Kanunu madde 164’te eşlerden birisi evi herhangi bir neden olmadan terk ederse ve bu terk etme eylemi  aydan uzun sürerse boşanma nedeni sayılmıştır. Eğer evi terk eden eşin haklı nedenleri varsa ve ispat edebilirse, bu durumda evi terk eden eş ya boşanma talebinde bulunacak ya da boşanma davasını kabul etmeyecektir. 

Eşlerden birisi diğerini aile konutunu terk etmeye zorlamışsa, evi terk etmek zorunda kalan eş boşanma davası açabilir. 

Evi terk eden eşe diğer eş noterden ihtarname gönderir ve 2 ay içerisinde eşin ortak konuta dönmesini talep edebilir. İhtar süresi dolduktan sonra diğer eş ortak konuta dönmezse, haklılığını kaybetmiş olacaktır.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma

Türk Medeni kanunu madde 165’te akıl sağlığını yitirmenin evlilik birliğine zarar verdiği ve boşanma nedeni sayıldığı belirtilmektedir. Her ne kadar evlenmeden önce taraflar kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçmiş olsalar bile, sonradan eşlerden birisi akıl sağlığını kaybedebilir. 

Bu durum sağlık raporu ile ispatlanırsa boşanma yasal bir zemine taşınmış olur. 

Mağdur olan eşin bu nedenden dolayı boşanma davası açabilmesi için eşinin akıl hastası olduğunu resmi heyet raporuyla ispatlaması gerekir. 

Evlilik Birliğinin Sarsılması

Türk Medeni kanunu madde 166’ta evlilik birliğinin sarsılması durumu, ortak yaşamı sürdürme imkanının kalmaması olarak tanımlanmıştır. Şiddetli geçimsizlik, sürekli kavga etmek, ekonomik sıkıntılar ilgili kanun maddesine göre ortak yaşamın sürdürülmesine imkan vermeyen etkenlerdir. 

Evlilik birliğinin sona erdirilmesi amacıyla açılan boşanma davası sonrasında ekonomik olarak güçsüz olan taraf, yoksulluk tehlikesi ile karşı karşıya gelecektir. 

Bu gibi durumlarda boşanma davasının açılabilmesi için tarafların en az 1 yıl evli kalmış olması gerekir. 

Cinsel İlişkiden Kaçınmak

Türk Medeni Kanunu, Hak Düşürücü Süreler başlığı altında, eşlerden birisinin cinsel ilişkiden kaçınması durumunu: 

“III. Hak düşürücü süreler

Madde 289- Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, (…) içinde açmak zorundadır.

Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.

Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.”

Olarak ifade edilmiştir.

Fiziksel Şiddet

Türk Medeni Kanunu madde 162’de fiziksel şiddet; onur kırıcı davranış, hayata kast, pek kötü davranış olarak ifade edilmiştir ve boşanma nedeni sayılmıştır.

Aile Müdahalesi

Türk Medeni Kanununda her ne kadar ailenin müdahalesi ile ilgili bir madde yer almasa da, bu konuda Yargıtay Kurumunun kararı vardır. 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2020/356 E. , 2020/1767 K.  sayılı kararında ile müdahalesinin boşanma sebebi sayılacağını: 

“…“Eşine ailesi yanında küçük düşürücü sözler söylemesi” vakıası kusur olarak yüklenemeyecek ve davacı-karşı davalı erkeğe ilk kararla yüklenen “Ailesinin evliliğe aşırı müdahalesi vakıası da” kesinleştiği için kusur olmaktan çıkarılamayacaktır. Gerçekleşen bu duruma göre davacı-karşı davalı erkek davalı-karşı davacı kadına göre daha fazla kusurlu olup mahkemece yapılan kusur belirlemesi doğru olmadığından bozmayı gerektirmiştir.”

Verdiği kararla ifade etmiştir.

Aşırı Kıskançlık

Bu nedenden dolayı Türk Medeni Kanununda boşanma sebebi sayılacağına dair herhangi bir madde yoktur. 

Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/22802 E. , 2018/10054 K. Kararı emsal niteliğindedir: 

“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret vakıalarının ispatlanamadığı bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davalı-karşı davacı ……ın ise mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışı yanında evliliğin son dönemlerinde birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine karşı aşırı kıskançlık gösteren ve sürekli başka ……lerle ilişkisi olduğuna dair yakıştırmalarda bulunan davacı-karşı davalı erkeğin, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı ……ın ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.’’

Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

Boşanma davalarında taraflar birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Türk Medeni kanunu madde 174’te bu durum: 

“V. Boşanmada tazminat ve nafaka

  1. Maddî ve manevî tazminat
  1. Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.

Olarak ifade edilmiştir. Boşanma davalarında talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarı fazla olabilir. Hakim tarafların kusur oranına göre miktarı belirleyecektir. 

Nafaka Davaları

Türk Medeni Kanunu madde 169’da: 

“III. Geçici önlemler

Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

Denilerek nafaka konusuna değinmiştir.

Ayrıca Türk Medeni Kanununun 175 ve 176 maddelerinde: 

“2. Yoksulluk nafakası

Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi

Madde 176- Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.

Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.

İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Denilerek tazminat ve nafaka konularında detaylı bilgi verilmiştir.

Boşanma davalarında hakimin nafaka kararı vermesi için: 

  • Boşanma davasının sonuçlanmasından itibaren eşin yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunması,
  • Nafaka ödemesine karar verilen eşin kusurunun fazla olması,
  • Boşanma ile yoksulluğa düşme arasında nedensellik bağının olması. 

Ayrıca hakim, aşağıdaki durumda olan eş için de nafakaya hükmedebilir: 

  • İradesi dışında işsiz kalan kişiler,
  • Geliri geçinmesine yeterli olmayan kişiler,
  • Ev hanımları,
  • Asgari ücretle çalışanlar,
  • Devletten yardım ve maaş alanlar,
  • Ailesi zengin olanlar.

Aşağıdaki durumlar hakim nafaka verilmesine hükmetmeyebilir: 

  • Evli gibi yaşayanlar,
  • Eşlerin aynı gelirde olması,
  • Kusuru fazla olan eşin yoksul olması,
  • Yoksulluğu ortadan kaldıran gelire sahip olanlar,
  • Yoksulluğu ortadan kaldıran taşınmaza sahip olanlar,
  • Yeterli miktarda parası ve malı olanlar,
  • Yoksulluğa yaptığı eylemlerle neden olanlar.

İştirak Nafakası

Çocuklara yönelik olarak hakim tarafından miktarı belirnenen nafaka türüdür. Ekonomik gücü fazla olan taraf, çocuk reşit olana ve eğitim hayatı boyunca katkıda bulunur.

Tedbir Nafakası

Ekonomik olarak kötü durumda olan tarafa, dava boyunca hakimin bağladığı nafaka türüdür. Dava sonuçlanıncaya kadar ekonomik olarak güçsüz olan tarafa verilir. Dava sonuçlanınca tedbir nafakası iştirak ya da yoksulluk nafakası olarak devam edebilir. 

Nafaka Davası Nasıl Açılır

Boşanma hukuku avukatı yardımıyla nafaka davası açılabilir. Avukat dilekçe ile aile mahkemesine başvuruda bulunur. Daha sonra mahkeme talebi değerlendirir ve davayı kabul eder. 

Boşanma davasından sonra nafaka davası açılacaksa, 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Eğer 1 yıl sonrasına kadar dava açılmazsa hak düşer. 

Nafaka davalarında nafaka artırım miktarı; TEFE, TÜFE, beyaz eşya endeksi, altın borsası endekslerine göre belirlenir. 

Nafaka davalarında artış miktarı belirtilmemişse daha sonradan artırım davası açılarak artış miktarının her sene ne kadar olacağı belirlenebilir. 

2022 yılında hazırlanan kanun tasarısında yoksulluk nafakası konusu incelenmiş ve sınırlama getirilmiştir. İligli yasa değişikliğine göre 2 yıldan az süren evliliklerde yoksulluk nafakası ödenmesi süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. 5 yıl ve daha uzun süren evliliklerde nafaka ödeme süresi 7-8 yıl olarak sınırlandırılmıştır. 5-10 yıl arası süren evliliklerde ise nafaka ödeme süresi 12 yıl olarak belirlenmiştir. 

Türk Medeni kanunu madde 176’da; yoksulluk nafakası alan kişinin evlenmesi, evliymiş gibi bir hayat sürmesi, haysiyetsiz davranışlar sergilemesi, nafaka ödeyen kişinin ölmesi ya da nafaka ödenen kişinin ölmesi gibi durumlarda nafaka ödemesi tamamen ortadan kalkacaktır. 

Tekirdağ boşanma avukatı yardımıyla nafaka davalarının açılması yararlı olacaktır. 

Velayet Davaları

Boşanma davalarından sonra evlilik birliğini sonlandıran taraflar açısından çocukların durumunun ne olacağı her zaman sorun olmuştur. Çocukların velayeti durumu tarafların anlaşma protokolünde yer alabilir. Bu gibi durumlarda herhangi bir sorun yoktur. 

Ancak çekişmeli boşanma davalarında çocukların velayeti sorunlu konular arasındadır. Bu yüzden çocukların velayetinin kimde olacağına hakim karar verir. hakim ise tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ve çocukların psikolojik durumuna göre velayete karar verir. 

Mal Paylaşımı

Evlilikte ve evlilikten sonra da kural olarak eşler malları üzerlerinde ortaktırlar. Her eşin ortalık payı yarı yarıyadır. 2002 yılından itibaren tüm kanun maddelerinde bu durum yer almıştır. 

2001 yılından önce de sadece üzerine kayıtlı olan mallar eşlere aitti. Eğer eşyalar eşlerin üzerine kayıtlı değilse ortak olarak paylaşılıyordu. 

Türk Medeni Kanunu madde 219’da: 

“Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği değerlerdir.”

Denilerek, boşanma davalarında mal paylaşımı ile ilgili fikir vermiştir.

Bu kanun maddesine göre edinilmiş mallar aşağıda sıralanmıştır: 

  • Eşlerin çalışma karşılığında edindiği mallar,
  • SGK ve benzeri kurumdan yapılan ödemeler,
  • Çalışma gücü kaybı nedeniyle alınan tazminatlar,
  • Kişisel mallardan edinilen gelirler,
  • Edinilmiş malların yerine geçen değerli varlıklar,
  • Şirket hisselerinden alınan kar payları,
  • Maaş karşılığında edinilmiş mallar,
  • Maaş ile birikmiş nakitler,
  • Evlilik birliği sırasında alınan otomobil gibi taşınır mallar,
  • Evlilik birliği sırasında alınan taşınmazlar,
  • Vizite ücretleri, alınan primler, bahşişler ve ikramiye benzeri gelirler,
  • Yaratılan eserlerden elde edilen gelirler,
  • Yüklenici sıfatıyla kazanılan ücretler,
  • İşsizlik maaşları,
  • SGK ödemeleri, 
  • Kıdem tazminatları,
  • Kişisel eşya ya da gayrimenkullerden elde edilen kira gelirleri,
  • Eşlerin bankada bulunan kişisel paralarından elde ettikleri faiz gelirleri,
  • Kişisel eşya sayesinde kazanılan gelirler,
  • Edinilen malların satışından elde edilen gelirler,
  • Ölünceye kadar bakımdan elde edilen gelirler,
  • Kazanılan ödüller,
  • Emeklilik ikramiyesi,
  • Bireysel emeklilikten kazanılan gelirler

Boşanmada Paylaşılmayacak Olan Mallar

Eşlerin kişisel malları, kanuna göre boşanma davasına konu edilmez. Yani eşlerin kendilerine olan malları kendilerinde kalır. Bu mallar: 

  • Kişisel olarak kullanılan eşyalar,
  • Evlilik öncesinde eşlere ait olan eşyalar,
  • Evlilik sırasında edinilen miras gelirleri,
  • Evlilik sırasında bedel ödemeden kazanılan gelirler,
  • Manevi tazminat alacakları,
  • Kişisel malların yerine geçen her türlü eşya. 

Mal Paylaşımı Davası

Mal paylaşımının gerçekleşebilmesi için kural olarak boşanma davasının sonuçlanması gerekir. Boşanma davasının sonucuna göre eşler arasında mal paylaşımı gerçekleştirilir. Bazı davalarda mal paylaşımı ile ilgili karar çıkmayabilir. Onun yerine ayrıca mal paylaşımı davası açmak gerekir. 

Mal paylaşımı davalarında zaman aşımı süresi 10 yıldır. 

Mal Paylaşımında Neler Talep Edilir?

Türk Medeni Kanununda aşağıdakilere göre katılma alacağı payları hesap edilir: 

  • TMK madde 2209’da tarif edilen eklenecek değerler,
  • TMK madde 230’da belirtilen denkleştirme hesabı,
  • TMK madde 219’da belirtilen katılma alacağı hesabı,
  • Katkı payı alacağı hesabı,
  • Değer artışı payı alacağı.

Boşanmada Mal Kaçırma

Türk Medeni kanununda mal kaçırma ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmaz. Ancak Türk Ceza Kanununda mal kaçırma yollarına ait tanımlamalar bulunmaktadır ve bu eylemler suç kabul edilir. 

Türk Ceza Kanununda mal kaçırma yolları fiilleri aşağıda sıralanmıştır: 

  • TCK m. 157 “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.”
  • TCK m. 204/1 “Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
  • TCK m. 106/1 “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Yani boşanma davasından sonra mağdur olan kişiler, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre dava açabilirler ve haklarını arayabilirler. 

Nişan Bozma Nedeniyle Tazminat Davası

Evlilik vaadi veren ve nişan gerçekleşmeden vaadinden dönen kişi için yalnızca tazminat cezasına hükmedilebilir. Mağdur olan tazminat davası açarak mağduriyetini gidermeye çalışabilir.

Düğün Takıları ve Ziynet Eşyası İle İlgili Davalar

Düğün takılarının kime ailt olduğu ile ilgili birçok soru sorulmaktadır. Türk Medeni Kanununda erkek tarafına takılan takıların erkekte kalacağı, kadına takılan takıların ise kadında kalacağı öngörülmüştür. Ayrıca yalnızca kadının kullanabileceği takı ve ziynet eşyalarının da kadına ait olduğu kabul edilmiştir. 

İlgili yasalarda düğünde takılar şu tarafa aittir diye bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay kurumunun bu konuda verilmiş bir kararı vardır: 

“Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliği kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2763 E., 2019/9997  K.)”

Yani düğünde takılan takıların cinsi ve türü tespit edildikten sonra hak sahiplerine teslim edilir. Daha doğrusu bedel olarak yansıtılır. 

Mehir Alacağı Davaları

Türk Medeni Kanununda mehir alacağı diye bir alacak yoktur. İslam hukukunda yer alır. Ancak mehir alacağı sözleşme şeklinde hazırlanmışsa ve her iki taraf da bu sözleşmeye imza atmışsa, borçlar kanunu kapsamında alacağı olan kişi alacağını tahsil etmek için dava açabilir. 

Eğer mehir hakkı olan kişi alacağını kanıtlayamazsa, yani elinde sözleşme türünde kanıt niteliğinde bir belge yoksa, dava açsa bile kazanamayabilir. 

Yukarıda sıralanan boşanma davası konuları dışında, aşağıdaki konular da boşanma davasında karara bağlanır: 

  • İddet müddetinin kaldırılması davaları,
  • Evlat edinme davaları,
  • Çocuk kaçırma davaları (velayetle ilgili davalar),
  • Evlilik ve mal ayrılığı sözleşmesi ile ilgili davalar,
  • Aile konutu şerhi konulması ile ilgili davalar,
  • Aile konutunun tahsis edilmesi ile ilgili davalar. 

Boşanma davalarının temel dayanağı olan Türk Medeni Kanunu Mevzuatı ile ilgili daha detaylı bilgi almak için, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.

Boşanma Avukatı Nasıl Seçilir?

Türkiye’nin en iyi boşanma avukatları tarafından temsil edilmek istiyorsanız, avukatların kazandıkları davaları incelemelisiniz. Ayrıca avukat hakkında internet üzerinde yapılan yorumları incelemeniz gerekir.

En iyi boşanma avukatları yardımı almak için bizimle irtibata geçebilirsiniz. 

Tekirdağ Boşanma Avukatı Hangi Hizmetleri Verir?

En iyi boşanma avukatı aşağıdaki hizmetleri müvekkillerine sunar: 

  • Her iki taraf adına da boşanma davası sürecini başlatıyoruz. 
  • Evlilik öncesi, evlilik sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 
  • Mal paylaşımı konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz. 
  • Tekirdağ boşanma avukatı olarak, tazminat ve nafaka konularında müvekkillerimize yardım ediyoruz. 
  • Çocukların velayeti konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz.
  • Anlaşmalı boşanma davası öncesinde, boşanma sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 

Tekirdağ Boşanma Avukatı Tavsiye

Alanında uzman, deneyimli ve mesleğinde başarılı olan avukatlarımızdan yardım almak için bizleri hemen arayabilirsiniz. 

Tekirdağ Anlaşmalı Boşanma Avukatı

Tekirdağ’ın en iyi boşanma avukatları ile çalışıyoruz. Çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davalarında sizlere hizmet vermeye devam ediyoruz. 

Anlaşmalı boşanma davalarında önemli olan anlaşma protokolünün hiçbir soru işaretine yer vermeyecek biçimde hazırlanmış olmasıdır. Profesyonel avukat yardımı alarak anlaşma protokolünü usulüne uygun bir şekilde hazırlatabilirsiniz. 

Hak kaybına uğramamak adına çekişmeli boşanma davalarında da alanında uzman ve deneyimli bir avukattan yardım  almalısınız. 

Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için aşağıdaki hususlar gereklidir: 

  • Evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması gerekir. 
  • İki tarafında anlaşma protokolünde mutabık kalması ve boşanma davasını kabul etmesi gerekir. 

Tekirdağ Çekişmeli Boşanma Avukatı

En zor ve uzun süren davalardan birisi de çekişmeli boşanma davalarıdır. Çoğu zaman taraflar bu davalar yüzünden birbirlerinden daha da uzaklaşırlar. Çekişmeli boşanma davalarında neredeyse tüm konular üzerinde ihtilaf vardır. Taraflar davaya konu olan husularda anlaşamazlar. Bu yüzden hakimin karar vermesini isterler. 

Uzman bir avukat yardımıyla çekişmeli boşanma davalarındaki zorlu süreçler bir nebze olsun hafifletilebilir. 

Tekirdağ Boşanma Avukatı Ücretleri 2023

Barolar birliğinin yayınladığı 2023 vekalet ücreti tarifesine göre boşanma avukatı ücretleri, aşağıdaki gibidir: 

  • Asgari vekalet ücreti 9.200 TL + %8 KDV
  • Anlaşmalı boşanma davaları vekalet ücreti 27.000 TL
  • Çekişmeli boşanma davaları vekalet ücreti 40.000 TL

Tekirdağ Boşanma Davaları Masrafları

Genel olarak konusu belli olan davalarda mahkeme masrafı, miktarın binde yedisi olarak öngörülmüştür. 

2023 yılı için boşanma davalarında yargılama giderleri, 1.500-2.000 TL arasındadır. Bu tutar bilirkişi ve tanık sayısına göre değişebilir. 

Boşanma davaları masrafları aşağıdaki kalemlere göre hesaplanır: 

  • Başvuru harçları
  • Dosya giderleri
  • Peşin alınan harçlar
  • Tebligat giderleri
  • Vekalet suret harçları
  • Bilirkişi ücretleri
  • Tanık giderleri 
  • Diğer iş ve işlemlerden alınan harçlar

Tekirdağ Boşanma Avukatı ile Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanmak isteyen taraflar Tekirdağ boşanma avukatı aracılığı ile aile mahkemelerine dilekçe ile başvururlar. Böylece boşanma davası açılmış olur. Eğer taraflar mahkeme dilekçesi ile birlikte anlaşma protokolünü de mahkemeye sunarlarsa, anlaşmalı boşanma davası söz konusudur. 

Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davaları tek celsede sonuçlanabilir. Bazen birkaç celse de sürebilir. Ortalama olarak 2 ay içerisinde sonuçlanır. 

Çekişmeli boşanma davaları ise ortalama olarak 300 gün sürede tamamlanır. Ancak uygulamada çoğunlukla bu sürelerde tamamlanmadığı görülmektedir. Tarafların anlaşma durumuna göre, mahkemelerin iş yüküne göre ve diğer nedenlerden dolayı genelde çekişmeli boşanma davaları uzun sürmektedir. 

Tekirdağ Boşanma Avukatının Boşanma Davalarına Etkileri

Çekişmeli boşanma davalarını tarafların tek başlarına yürütmeleri ve dava ile ilgilenmeleri imkansızdır. Çekişmeli boşanma davaları teknik açıdan da geniş bir yelpazeye sahiptir. 

Yani tarafların hiçbir iş yapmadan davayı takip etmeleri, dava dosyası hazırlamaları, tanık ve diğer unsurlara göre savunma hazırlamaları kısaca, tüm zamanlarını ve enerjilerini davaya vermeleri gerekir. 

Uzman ve deneyimli Tekirdağ boşanma avukatı yardımı olmadan boşanma davalarının kazanılması imkansızdır.

Ayrıca dava usulden kaybedilebilir. Usul olarak davada savunma yapmak, gerekli yerlerde itirazda bulunmak ve davanın detaylarına göre hareket etmek ancak profesyonel bir avukatın işidir. 

Boşanma Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?

Çiftlerin ikamet ettikleri yerdeki yer mahkemesi görevli ve yetkilidir. 

Tekirdağ Boşanma Avukatı Hizmetleri

Alanında uzman ve boşanma davalarında deneyimli Tekirdağ boşanma avukatı personelimizle aşağıdaki hizmetleri müvekkillerimize sağlıyoruz: 

  • Her iki taraf adına da boşanma davası sürecini başlatıyoruz. 
  • Evlilik öncesi, evlilik sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 
  • Mal paylaşımı konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz. 
  • Tekirdağ boşanma avukatı olarak, tazminat ve nafaka konularında müvekkillerimize yardım ediyoruz. 
  • Çocukların velayeti konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz.
  • Anlaşmalı boşanma davası öncesinde, boşanma sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 

SIKÇA SORULAN SORULAR: 

Boşanma avukatı ücretleri ne kadar?

Boşanma davaları için vekalet ve danışma ücretleri hakkında bilgi almak için bizleri hemen arayın.

Tekirdağ’da en iyi boşanma avukatını nasıl bulabilirim?

Kumsal Hukuk Bürosu olarak uzman ve deneyimli avukatlarımızla hizmetinizdeyiz.

Boşanma avukatı ne yapar?

Taraflar adına boşanma davası açar. Boşanma sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım eder. Arabuluculuk hizmeti verir.

Boşanma davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Çiftlerin ikamet ettikleri yerdeki yer mahkemesi görevli ve yetkilidir. 

Leave a Reply