Ceza Hukuku

Kaosun yaşanmaması adına insanlar arasındaki ilişkilerin belirli kurallar dahilinde gerçekleştirilmesi gerekir. Ceza hukuku bu amaçla toplum içinden çıkan kanun koyucu bireyler tarafından oluşturulmuştur.

Tekirdağ ceza hukuku bu kapsamda, suç olan unsurları tanımlamış ve detaylandırmıştır. Bu suçlara verilecek olan cezaları da belirlemiştir. Ceza hukukunun dayanakları; Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu, Anayasa ve Borçlar kanunu gibi kanunlardır. 

Ceza Hukukunun Amacı Nedir?

Türk ceza hukuku aşağıdakileri amaçlar: 

  • Toplum huzurunu sağlamak, 
  • Sosyal barışı tesis etmek,
  • Suç işlenmesinin önüne geçmek,
  • Suça karşı caydırıcı olmak,
  • Bireylerin hak ve özgürlüklerini korumak,
  • Kamu düzenini sağlamak, 
  • Hukuk devletini korumak, 
  • Suçlulara karşı ıslah edici olmak. 

Ceza Hukuku Neleri Kapsar?

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu: 

“Türk Ceza Kanununun 1. Maddesi ceza kanununun amacını belirler: “Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.”

2. maddesi suçta ve cezada kanunilik ilkesini belirler: “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.”

3. maddesi adalet ve kanun önünde herkesin eşit olduğunu vurgular: “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.

(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.”

4. maddesi kanunun bağlayıcılığı ile ilgilidir: “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.

(2) (Mülga : 29/6/2005 – 5377/1 md.)”

5. madde özel kanunlarla ilgilidir: “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.”

Diyerek kapsama alanını açık bir şekilde ifade etmiştir. Genel ceza hukuku ve özel ceza hukuku olmak üzere ceza hukuku iki kapsamda değerlendirebiliriz.

Ayrıca ceza hukuku aşağıdaki konuları kapsamaktadır.

Maddi Ceza Hukuku

İşlenen suçların neden ve sonuçlarını inceleyen hukuk dalı maddi hukuk olarak adlandırılır. Fiili olarak işlenen suçlara verilen cezalar da maddi ceza hukukunun konusudur. 

Manevi Ceza Hukuku

Fiili olarak işlenen suçun manevi nedenleri üzerinde durur. Suçun neden işlendiğini anlamaya çalışan hukuk dalıdır. Eğe kişi ya da kişilerin işledikleri suçları bilerek işlemedikleri anlaşılırsa, suça verilen ceza hafifletilebilir. 

Manevi ceza hukukunda cezayı hafifleten nedenler dikkate alınır.

Ceza hukukunun dayanağı olan kanun maddesini buradaki bağlantıdan, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5237&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 detaylı olarak inceleyebilirsiniz. 

Ceza Hukukunun Temel İlkeleri Nelerdir?

Ceza hukukunu oluşturan temel ilkeler: yasallık, kusursuz cezanın olamayacağı ilkesi, cezaların kişiselliği ilkesi ve hukuk devleti ilkesidir.

Yasallık İlkesi

Genel ya da özel ceza hukuku fark etmeksizin, işlenen suçlar her zaman için kanunlar kapsamında değerlendirilir. 

Yani kanunlarda yer almayan eylemler suç olarak nitelendirilemez. 

Yasallık ilkesi iki kapsamda değerlendirilir. Birincisinde kanunilik ilkesi söz konusudur. Yani toplum açısından tehlikeli olan suçlar ilgili kanunda yer alır ve cezalandırılır. Çünkü toplumun huzuru var olabilmesi için önemlidir. 

Diğer kapsam kanunilik ilkesidir. Bir suçun cezalandırılması için ilgili kanunlarda yer alması gerekir. 

Türk Ceza Kanunu 2. Maddesinde yasallık ilkesi: 

“Suçta ve cezada kanunilik ilkesi

Madde 2- (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.”

Olarak anlatılmıştır.

Belirlilik İlkesi

Türk Ceza Kanunu 2. Madde 1. Fıkrada:

“Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”

Denilerek, yasada yer almayan hiçbir eylemin suç sayılmayacağı açık bir dille ifade edilmiştir. 

Aleyhe Yasanın Geçmişe Uygulanması

Türk Ceza Kanunu 7. Maddesinde: 

“İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.”

Denilerek, suçun işlenmesinden sonra kanun maddesinin yürürlüğe girmesi, suça verilecek olan cezayı engelleyecektir demek istemiştir. Yani kişinin eylemi henüz suç olarak adlandırılmamıştır.

Kıyas Yasağı

Türk Ceza Kanunu 2. Madde 3. Fıkrada: 

“Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.”

Denilerek, suça benzeyen bazı eylemlere ceza verilmeyeceği ifade edilmiştir. Ancak eylemin suç olup olmadığı ile ilgili yorum her zaman yapılır. Suç olmayan eylemler ilgili yasalara göre kıyaslanır. 

Devlet İdaresinin Suç Oluşturması ve Ceza Vermesi Yasağı

Anayasanın 38. Maddesi: 

“Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.”

Diyerek, sadece kanunlarda yer alan suçlarla ilgili güvenlik tedbirlerinin alınacağı vurgulanmıştır. Yani devlet kurumları suç icat edemez ve bireyleri cezalandıramaz. 

Anayasanın 104. Maddesi: 

“Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.”

Diyerek, Cumhurbaşkanı kararnamesine göre kimsenin cezalandırılamayacağını ifade etmiştir. 

Örf ve Adete Göre Suç Oluşturma ve Cezalandırma Yasağı

Toplumdaki kurallar olan örf ve adetlere göre hiçbir birey cezalandırılamaz. Örf ve geleneklere göre suç icat edilemez. Suç ve ceza ancak yasalara göre oluşturulur. 

Kusursuz Ceza Olmaz İlkesi

İlgili kanunlarda hiçbir suç kusursuz değildir. Her suçun işlenmesinde kural olarak bir kusur vardır. Yani herkes kusuru oranında cezalandırılır. Belki de kişiyi suça iten nedenler vardır. Kusursuz ceza olmaz ilkesinin yasalar açısından sonuçları aşağıda sıralanmıştır: 

  • Suçu işleyen kişi ya da kişiler, hareketi sonucu cezalandırılmaz. 
  • Suç oranında suçu işleyen kişi cezalandırılır. 
  • Ceza hukukunda verilecek olan cezada kişi değil, eylemler esas alınır.

Hümanizm İlkesi

Yasalarda cezanın yer almasının nedeni kişilerin tekrar topluma kazandırılmasıdır. Hümanizm ilkesinde insan haysiyetiyle bağdaşmayan biçimde ceza verilemez.

Hukuk Devleti İlkesi

Anayasanın 2. Maddesinde: 

“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

Denilerek, hukuk devletinin tanımı yapılmıştır. Yani ceza hukukunun düzenlenmesinde eşitlik ve oranlılık esastır. 

Kumsal Hukuk Bürosu Ceza Hukuku Alanında Neler Yapar?

Tekirdağ hukuk bürosu olarak ceza hukuku kapsamında müvekkillerimizin savunmasını gerçekleştiriyoruz.

İnfaz hukuku kapsamında müvekkillerimizin davasına bakıyoruz.

Başta Tekirdağ adliyesi olmak üzere, birçok adliyede müvekkillerimiz adına dava dosyası hazırlıyoruz.

Ağır ceza davaları ve ceza davalarına müdahil oluyoruz. Savcılık iddianamesi, tanık beyanları ve bilirkişi raporlarını inceleyerek, kapsamlı olarak hazırladığımız dava dosyasına ilavelerde bulunuyoruz. 

Ayrıca müvekkillerimize ceza hukukunun dayanağı olan aşağıdaki kanunlar doğrultusunda hizmet sağlarız: 

  • 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu,
  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu,
  • 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun,
  • 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun,
  • 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu,
  • 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu,
  • 2911 saylı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu.

Ceza Hukukunda Yetkili Olan Mahkemeler Hangileridir?

Aşağıda sıraladığımız mahkemeler, ceza hukukunda yetkili ve görevlidir: 

  • Asliye Ceza mahkemesi,
  • Sulh ceza mahkemesi,
  • Ağır ceza mahkemeleri,
  • Çocuk mahkemeleri,
  • Çocuk ağır ceza mahkemeleri,
  • İcra ceza mahkemeleri,
  • Fikri sinai haklar ceza mahkemeleri,
  • İstinaf mahkemeleri,
  • Yargıtay ceza daireleri.